19 Ekim 2011 Çarşamba

yedi günün acı soğan kokusu şimdi toplanıp gözümü yaktı. yazmasan ağlamayacaktım.

daha şimdi ''ben çok iyiyim ben çok iyiyim ben çok.'' yazdım da yolladım birine. herkes için binbir suratım olması ama sana maskesiz yazabilmeme ne demeli? biraz da en gebeş gülüşlerimi ve salak esprilerimi paylaşmadığımdan haksızlık ediyormuşum hissi fakat sen zaten mallory'yi okumak istemiyordun.
bana içmeye çıktığını söylediğin o akşam benim de dengemi bozdular. imalat bir rakı geldi kör olacaktım bu kez. çok susamıştım. her şeyin her şeyin sallandığı bir gece düşün momentsiz. ne iyi ki arkadaşlar var. sonra arefe/arife bilemediğim o gün işte. çok acayip bir gün oldu. kalp krizine de bayram dediklerini öğrendim. kaçtım uçmakdere'ye gittim, biliyorsun işte su, arınma, rakı, unutma, lethe. hiç şiir. hiç şair. hiç müzik. yüzdüm de yüzdüm. sonunda dönülüyor. döndüm. döndüm ama sancılar, ateşler istanbul'da. o da geçti. en detaylı anlatabileceğim şekli bu. ilk sana anlatıyorum ne acayip. koskoca yedi gün ne kadar da konuştum.
....sözlük benim üzerine konuşabileceğim bir platform değil. bu ilgisizliği de bu ilgiyi de anlamıyorum. kim neden alır? kim neden yazmaz?
öykü sevmem dedim değil mi ama bazuka'yı okumuştum ben özel patoloji dersinde. sevmiştim de. şu sıra döne döne hep şiir, sırf şiir, eski şiirleri hep.
bugün bir iş görüşmesine gittim. referanssız başvurduğum bir yerdi. bu bile iyi geldi. 2. bir görüşme olacakmış. haber bekleyin. peki.
bir arkadaşımla artık arkadaş değilim. düşmanlaşmak da büyük bir kelime ama düşmanlaşsam yeri. kimseyi kendisi aramadığı sürece aramadığımdan zaten normal bir arkadaşlık ilişkim olduğu söylenemez. anlatırsan okurum?
ben o listeyi baştan sevmedim u... ya. fikir mükemmeldi de mabemolde tiksindim sanırım. sonra kategorize etmeye çalışmak... müzik öyle değil ki. hem benimle müzik öğrenmek ne demek? ben çok sevdiklerimi dinle istedim. listeye koyunca olmadı. dinlediğimi dinlediğim zamanda dinlemen güzel olabilirdi. pek birbirimizin etrafında değildik. bundan sonra buradan gönderirim sevdikçe bir bir?

http://www.youtube.com/watch?v=am6rArVPip8&ob=av2e

işte bu yedi gün.
ben bunu bir saatte yazdım.
mesajını sabaha karşı okudum. çok dağınıktı zihnim sonra yanıtlarım deyip kapattım uyudum. şimdi tekrar okudum. püripaktı sabah fakat yine dağınık zihnim. demek ki seni okurken dağıldım. yine de yazmam gereken mailleri beklemeye aldım çünkü bu mektup, onlar değil.
tanıştığımıza memnun oldum u.- tanıştık mı? evet çoğunlukla. anlamış mıydım? nickini gördüğüm an gülümsemiştim. ... halen giyiyor olabilirsin ama ... da alabildin mi? cebinde tut. ... sonra senin paltondan çıkan birkaç insan vardır umuduyla yazmaya devam ettim, var.... az. fakat okurken keyf aldığım insanların çok olmasını bekleyemeyiz. ...yla dostluğunuz özenilesi benim rakıyı ritüele dönüştürdüğümüz bir dostum yok belki babam biraz, biraz bülbül anneanne, agah dede. 300 yaşında insanlarla rakı içmek de zevkli ama şiirden konuşulmuyor.
çoğunlukla yemeği tek başıma yerim, rakımı tek başıma içerim, sinemaya yalnız giderim - çok uzun zamandır gitmiyorum. müthiş sofra kurup bir sigara içer kalkar toplarım. yemek yapmak? tatlarını bilmediğimden imkânlı değil fakat mezestar olsa biraz da yüzsüzleşsem katılabilirim. bulaşık bir terapi stili. bi süredir iyiyim yıkamıyorum.
temizlik eldivenlerim ve saç bandımla görsen çıldırdığımı düşünüp uzaklaşırsın evden - bizimkiler öyle yapıyor. yani evet rutinim değil. bazen gerekiyor. en iyi düşünme yolu temizlikken evlerdeki teyzelerin temizlik zamanlarını ne düşünerek harcadıklarını merak ediyorum. ev hanımları tehlikeli. nitekim baltayla savaşıyorlar. kahve falındaki ihanet bulgusundan fallusu kesmeye giden kısa çizgi.
hiç iddiaya girmedim ama aklıma yattı. birkaç arkadaşıma tez yazıp karşılığında aldığım kitaplar oldu bunun dışında kitap parası iliğimi kuruttu. bir süredir e-booklardan devam ediyorum, asla tat almıyorum elbette. nook ya da kindle tipi bir edevat düşünüyorum- kullandın mı? yine de kokulu kitap tadına yaklaşacağımdan şüpheliyim. nadirkitap kargolarını alabileceğim saatlerde uyanık olmuyorum çoğunlukla. nadirkitapta da her aklıma eseni bulamıyorum zaten. küçük bıdık bir inkılâp var eve yakın onlar getiriyor siparişlerimi ama artık karşılayabilmem mümkün olmuyor. doktora ihtimalimi bisturi vasıtasıyla kestim, artık harçlık alasım yok. cvler gönderme zamanı, plazalara adım atasım yok. kendi hayatı üzerine bilinci, fikri, tahmini benim kadar az olan insan yoktur sanmıyorum. nerden geldim ben buraya? kitap parası evet. yok.
sanki bir şeyden bahsedeceğim sol şakağımda bir basınç var ama ne olduğunu henüz bilmiyorum. bulmak için yazıyorum istersen sen buraları atla. şarkılarınla ilgili ekte konuşmaya karar verdim ben de!
 - demek ki başka şey.
ah gazete! u. benim gazetem yok. amcamın her sabah milliyetini alıp işe gitmesi gibi rutinim olsun istedim hep ama hayır olmadı olamıyor. birgün? radikal? tutturamadılar ya da ben tutturamadım bilmiyorum. gazetem yok. gerçi internet üzerinden bile okumak midemi bulandırıyor son bir iki haftadır. haber almamak bir tercihtir evet ama kendime yakıştıramıyorum. aslında çok da yakışıyor bencilliğime ama yakışmasın istiyorum.
enis'e enis demene ne demeli peki? sezen'e sezen ve ajda'ya da ajda dediğini varsayıyorum. ajda'nın yeni şarkısını dinledin mi? 4 vodka ertesi sevene zulmedeni önüme getirseler hiç hoş şeyler olmaz. fakat birini sadece alkollüyken çekebiliyorsam aslında ondan hoşlanmıyorumdur değil mi? konsomatrisin dilemması. vadevır yeni dergi haberini senden okurum sanırım? onu benim için öp.
lütfen beni sınava çekme zaten bir iddiam da yok dedim ya. sınavlardan nefret ediyorum ve nefret abartılmış bir kelime değil, tüm anlamıyla dolu dolu kullanıldı. eğitim hayatım bir yerden sonra her şeyi bilmek ama sınavlara girmemek olarak tanımlanabilir. bundan bahsetmiş gibiyim?
ukalalık sevimli. artık bana kimse ukala demiyor ama dedikleri zaman -çocukken- ' bi kere ukala bilmeden bildiğini sanan demek tamam mııı ben biliyorum, bildiğimi sanmıyorum!'un cevabım olduğunu anımsıyorum. bordo tdk sözlükten öğrenmişimdir etimoloji nedir bilmiyordum elbette. onun -hâlen adını bilmeden ama- zihin pratiğine 11-12 yaşlarımda başladım sanırım, öyle anımsıyorum. kelimelere uyanmak... :) diller sökmek.
bir çevirinin bitmesi kutlanacak şey, saygı duydum. hiç kitap çevirmedim gerçi sushi for beginners gibi aptal bir şey vermişlerdi elime çooook önceden, 50 sayfa sonunda vazgeçmiştim - çeviriden ekmek yiyemeyeceğini anlamak. beni mahveden akademik makaleler oldu - zorunluluktu. hiç ilgim yoktu. sevilemezdi.
zizek ciddiye almadan okunduğunda eğlenceli olabiliyor. kalandan anladığım, zevklerimiz benzer. bu yüzden okuyup sevdiklerini bana burdan not düşersen cici olabilir. her okuyup sevdiğini yazmak da mümkün olmayacağından belki biraz daha 'oyuncaklı' olanları diyerek sınırlayabiliriz?
hiçbir sevgilim 'kitapların mı ben mi?' diye sormadı; sanırım alacağı yanıtı bildiklerinden. bir kere kitaplarım üzerlerinde kocaman iyeliğimi taşıyor sevgili öyle değil ki. 
baker'in ölümünün acısını ''dediler ki, ulus baker...'' kadar anlatan ne olabilir? çok iyi bir anlatıcı değilim zaten ama bence bundan iyisi olmazdı. dedeme ağlamadım ona ağladım. ara ara videolarını izliyorum hâlen - mazoşizm sol elden kalbe kesintisiz giden damarımızın adı.

çok dağıldı. çok dağıldım. toparlanıp şarkılara girişicem ya da onlar bana. şimdilik bilmiyorum.
çıkmadan ortalığı toplayıver bi zahmet. ben çiçeklere su verdim.

ma.
m. yarın pazartesi,
ben evden çıkınca hiç nefes alamıyorum. yollarda hâller işte bir süredir. korku biraz.
benim nelerim var? kırıklarım kollarda bacaklarda izsiz, çoğu zaman sızılı. derimi yüzdüğümün izleri çok. görünen, görünmeyen.
ben en çok sağ omzumdakini. üzerime düşen camdan. oradan kemiğimi görmüştüm. büyülenmiştim.
omuzlarımı seviyorum. camları da. her cam dediğimde bir de dario argento muhakkak.
ama sana sağ ve sol olduğunda her zaman sol.
M., çaydanlığı ve ateşi de ikna edip kahvemi seninkine yetiştirdim.
buko en çok gıdısından mırlar.
100 mailde neler? kahveler, C.ler, çeşitli W.ler, sancılar, gülümsemeler, buklelerim.
ce. kardeşten öte. on dört senelik nadirlik.
kardeşimin dövmediği kadar da yüklenecek yine.
fakat ben kumburgazın gereksizliğine ikna edicem onu da kalacak beylikdağında.
biliyorum. hep aynı. dil çözüyor.

ben şimdi kahveye. yine.
:))) m. o midyecileri buraya getirmelisin.
ben onlara ulaştığımda saat hep geç. tablalarında hep minik midyeler.
minik midye yiyemiyorum bebek yiyormuşum gibi midem bulanıyor.
ben doktora gideceğim söz.

bilmiyordum, adı ne?
benim de çok sevdiğim sürahim 'domacan' ve bardaklarım. ben çok cam severim. ben hiç su içmem.

sen daha iyi ol. inan geçti. uyar'a inandım diye mi - uyar bahane mi? hiç olmamış gibi. öyle kötü bir sancının böyle güzel huyu var. inanılmayacak şey, bitince izi yok.

bir. iki. saat. dayanılır ki.

g.
'muş-tatvan yolunda bir gün senin akşamın ne ki' m. benim gözlerim dolmaya yer mi arıyor?
elin. ayağın. şimdi dursunlar.
gideceğim doktora. artık mecburen bayramdan sonra.
m. su iç. ben de bir uyar okuyayım. biliyor musun bazen geçiyor?
çok mu inanıyorum? inanırım.
sakalını da giydin mi m.? 'sıkıcı' demesinler.
ben daha kahve değil. önce asit.
daha büyük masalar, daha büyük odalar?

bugün beylikdağı'nda kesinlikle ışık yok. tüm perdeler açıkken söyleyebilirim.

g.
M,

gün bana da aydı. sonra ben de suya temas. her sabah mis her gece leş. ne rüya/ kabus gördüysem dudağımı ısırmış kanatmışım. çok W. çok C. içilmiş dün öksürülüyor bazen. şimdi ilk C.
neden dinlenemedin?
ben şimdi perdeler camlar açıp evi gezeyim toplayayım. bir de müzik. herhalde marsis.
iyi çalışmalar ile kolay gelsin arasında bir fark var. tat farkı. ikisini de söyleyebiliyorum hangisini beğenirsen onu al.

gamze
16 dakika önce,
15 dakika önce,
M,

beylikdağı yağmur yağmur boran oldu da beni bu gece de birden tüketti. sen 10 sayfanın yarısının üstünden geçtin bile. güzel uyuman için yapacağım bir şey kalmadı. mo.'yi ben oradan kaldıramam.
elimdeki C.yi bitirip kalkıyorum buradan. balkon. sonra uyku.
güzel uyumam için yapacak bir şeyim de yok. şimdi bugün içtiğim su kadar serin olmalıyım. olurum.

orada C.yi tükettin mi? gözlerim acıyor göremiyorum şimdi.

bu da biraz bildiğin gamze.
M ...'ni nerede düşürdün?

Yeter su. Sancıyla uyanmaktan korkuyorum. Ben az içmiş olabilir miyim diye korkuyorum. Çok irrasyonel korkularım var evet rasyoneli olur mu ki?
m. senin sakalların sıkıcı değil. senin böbreklerin konuşuyor.
ve sen mo'ye kızsan da canı sağolsun diyorsun. ataköyü'nde.


şimdi uykuya. haydi.

gamze, yine.
m.,

^ ^ gülümsedim. teşekkürler. gamze ile nâzı aynı dizede görmek bile suçu üzerimden atmama yardım ediyor. 'yaradılışım bu yahu yoksa şımarık olmak tercihim değil.'

büyük trajedi olmuş ailede. tanıdığın gamzelerin, gamzeli olup olmadığından yahut gözlerinden bahsetmemişsin.

daha benden çok insan ölmedi de ondan mı bu hâlim? fakat insan dedesi ölünce de ağlamaz mı? ki çok yakındık. ne bileyim ya da ağlamamak dayanıklılık mı ki? ulus'a ağlamıştım. dayanamamış mıydım? hepsi geçti geçiyor geçecek.

yazarken sakallarınla oynuyor musun? ben hep yüzüme dokunuyorum.
kültablam seninkine yetişmeye çalışıyor, bu ne hırs?!

gamze.
gamze.
gamze.
evdeki herkesin kedi olduğu köye bolca selam ve mır. ... yavru mu? yavruysa miyk de koyuyorum maile. mektup diyeyim mi? postacı yoksa mektup da mı yok?

sen yine yazmak istiyorsun. uzun süredir yazmak isteyip yazmaman zamansızlıktan mı? artık ama öpmesinler. beni dinlemiyorlar. ben söylemiyorum. sen yaz.

başka evde olmak da ne güzeldir ama başkası yokken. ben taşınmaya bayılıyorum dedim geçen gün babam 'az taşındığın için' dedi, haklı olabilir. şehirlerce göçmek bir açlığa işaret ediyor, belki tatsam doyarım.

senin şiirlerinde ne var onu sonra yazacağım. o saatten beri beynimde dönüyor. bu beyin de işte bende hemen cerrahi anlamını buluyor. bu kez 'beynimde dönüyor' yanlış oluyor. kalple de aynı şekilde sorunluyum. kelimesi hiç romantizm getirmiyor. zaten romantizm de gerekmiyor ama kalp işte anıldığı an purkinje iplikleri, his demetleri... anıldığı yerden uzaklaştırıyor.
..., ..., ..., sen. hepinize birer ip uzattım. güzel gece.
tashih: 5 valiz değil 0.5 valiz.
ve devamında, Turgut Uyar konuşmaktan imtina eder oldum. Turgut Uyar Turgut Uyar Turgut Uyar herkese uyuyormuş gibi son günlerde ya da ben mi iyice çevremi daralttım? Bir T.U. çemberindeyim. herkese uysun istemiyorum. : ( ah bak, kıskanmak. yazdığını değil okuyanını.
sana uysun sana onu ben zaten uydurdum. yani seninle konuşmakta bir sakınca yok. (alınganlığından korkmuşum bugün sanırım yoksa böyle uzun açıklamam gerekmezdi)
atlar şiirlere çok yakışıyor değil mi? [hemen de ece ayhan hemen de zambaklı padişah] [enis akın durur mu? durmaz. görkemli göğ var elinde]
şiirde daha ne güzel? baba, tren, göğ kendi başına şiir, mavi, lâl, rakı,...
sen anımsat az da.
şimdi içim çok bulanıyor. gözlerim dumanlanıyor.
sonra yazarım. ama yazarsan muhakkak okurum. ama yaz.
kıskanmak, benim dize çekmeme tekabül ediyor mu emin değilim, sen söyle? benim yazamadığım, başkasının yazdığını kullanmak zorunda kalmak eksik hissettiriyor belki biraz. modern sanatın tanımı da bu değil mi ama? - bunu ben de yazabilirdim. - evet ama yazmadın.
yahu bu ara ben çok mu konuşmuşum sanki, yine sana mı bir başkasına mı söylediğim hakkında şüpheye düşüyorum. ben şiirin peşinde koşabiliyorsam o şiiri seviyorum. sen bir yazıyorsan ama ben beş koyuyorsam üstüne işte o şiiri unutmuyorum. bunu yapan iyi şair midir? hayır. sadece, benimdir. bellekten çeker çeker kulanırım, bir metne kapım olur altına yazarım üstüne yazarım yanına yazarım. kimi de bin yazıyor ama bana değmeden geçiyor. bu kimin sayfasını dürer ki?

atlıkarınca müziği çaldığı zaman çok seviyorum evi.
şimdi en çok. bu kahve sahiden güzeldi.

ne güzel oluyor gamze deyince. :) gamze, bir boşluk. kızım, canım, dostumla dolmaya çalışıyor ama olmuyor sen de bilirsin ki 'bir boşluğu ancak daha büyük bir boşluk doldurabilir'.
elbette var. gün içinde ediniyoruz çoğumuz evet ama birileri sabah yanında getiriyor işte. nöbetleşe de biraz. bugün kimi günü?
çocukluğumdan beri ruhi su dinlemedim. bir demlik çayı dökmek ziyan içesim de yok. beklesin. bayat çaydan zehirlenilir bazen [aslında bazan].
bir çay zorla. dört sigara. beşinci bittiğinde tekrar yatılacak.
..., bildiğin kokuyor. sigara, kahve, çocuk, çiçek, dağ ve kadın parfümü.
bir sürü dize çekeceğim senden ve şiirlerin adları kalacak herhalde ama senin adını unutmam. :)
yorgunluk geçmez bazen. uyuyan kediye yılan bile dokunmaz bu ne biçim turkcell.
yemeğe gitmişsindir. afiyet olsun. su içip uyudum.

g.
turkcell mesajları uyandırıyor. küfredersen o mutlu uyanan kadınlardan olamıyorsun. ne kadar öfkeli kalkarsan o kadar parmağını vuruyorsun, saçların o kadar dolaşık oluyor. sakin olmak lazım.
işte mailmizin tanburî cemil bey çalıyor eski plakta köşesine geldim. bu sabah şu leyla ile mecnun'un bir(?) şarkısıyla uyandım. yoksa jenerik mi? bilmiyorum. henüz izlemedim. 'derdimiz vardı bize kadar şimdi oldular dize kadar' kısmı art arda art arda gelince transik bir hâl alıyor.
uzun süre sonra ilk defa çay demledim, oturdum masaya. (bak masa da o kelimelerden biri. :)
şimdi seni okuyacağım. ... kadar güzel kelime de çok azdır.

G.
siyah'tandı değil mi o? bir de bu var işte; bu kötü. dizeleri alıyorum şiiri, şairi arkasında kalıyor. sonra bir şey yazarken hep 'bunu ben mi yazıyorum?' sorusu. bir google search bir cümle/dize. olmuyor tabii. kaldırıp atıyorum bu kez.
kürtçem hiç yok. :/ belki bir ki arkadaş dosttan öğrendiğim. aile laz, ermeni, çerkez, arnavut vikvik bikbik diye gidiyor diller de öyle. ama kürtçe yok işte. ne güzel oldu :) bari bir dilden bir iki kelime öğrenseydim dedim diye mi yapıyorsun bu güzelliği tesadüf mü oldu? yoksa sana demedim mi onu ben? beynim bulandı bir an.
türbe neden yeşildir bilmiyorum. türbe yeşilinden yıllarca çok korktuğumu biliyorum.
yazın bitti uykuya gidilsin? kêf yalnız camel'la mı akıllım? west de güzel ki.
Bundan sonra bölünmeyecek. İnsanları kırmamaya çalışıyorum. Dinliyorum dinliyorum dinliyorum. Türbe olmuşluğum var. Bazen oluyor 'beni artık kimseler arayıp da bulmasın' deyip kapanıyorum. Biraz toparlanıp çıkıyorum. Şımarık olabilirsin sen bazen benim için daha iyi. En azından nazdan herkesi öldürdüğüm anlarımı senden sakınmam. Kedilerin avlanıyor olması gerekmiyor mu şu saatte? o minik şeylerin insan olmadığına emin misin? kedi izlemenin öyle bir yanı var hakikaten bu yüzden mi insanlar kedi videolarıyla iletişiyor dersin?
''tutmak'' ne kelime? dün nazik bir adam olduğunu fark etmiştim yine nezaketten uykuya gitmezsin yazmamı beklersin diye düşündüm. lütfen öyle yapma. ben de tedirgin olmayayım.
bir gün benim de sigaram olacak.
'ben hep bunu içerim' dediğim bir sigaram,
'ben hep şunu okurum' dediğim bir gazetem olsa dünya daha güzel bir yer olabilir. belki. imkânı elverdiğince. :/