19 Ağustos 2011 Cuma

mektup çalmak, sebebi çocuklukta aranması gereken köklü bir alışkanlıktır.

~*~
turgut uyar iyi ordan solu kapat gel. patlıcan sevmem cemal süreya'dan tat almam ne kadar yakışmışlar şahanesin. -derken aklıma bir dizesi geldi. cemal süreya belki de sırf o dizeyi yazdığı için herkesin üstüne çıkabilir.- ece ayhan bir meze olsa en sevdiklerimden olurdu, sokakta vodka evde rakı, sokakta köpek evde kedi tercih ederim. doğu-batı senteziyle işim olmaz, anadolu motifi halıda midemi bulandırır ama minyatürde ve hatta seve debilirim. nikotinperestizmden muzdaribim ağzımın tam tadı yok. bir severim bir sevmem böyle de tutarlıyım. karnım ağrıyınca uyar okurum geçer ama bazı şiirlerini okurum ki gözümde ismet özel kadar değeri kalmaz. benim gibi okur olmaz olsun. bugün put ettiğimi yarın yere çalarım. müntehir yazar/şairlere ilgim var, intihar edeceğimden değil. nilgün marmara'yı ilgi çemberimin dışında tutuyorum. boğaralar delöz-spinoza-baker okumaları yapıyorum. tözlü'ye hak etmediğini bile bile bayılıyorum. başkaaa? öykü sevmem. belki sevilecek öykülerle henüz karşılaşmadığımdan diyerek bir açık kapı da bırakıyorum. masal severim bir de uyku açan masal gibi şiir. son okuduğum romanı hatırlamıyorum - şimdi fark ettim utandım. bir sn kitaplığa bakacağım. menteş'miş galiba. bu herifi de zeki olduğu için sevdim gibi olmuştu yere çalmam uzun sürmedi. kitaplık dedim de bir kütüphane değil benimki. ''ffs'' dediğim kitapları kardeşime veriyorum ya da atıyorum. eskiden kitaplara, kitaplarıma çok düşkündüm artık değilim. çiziyorum boyuyorum katlıyorum kırıştırıyorum. tecavüz ederek mülküyor da olabilirim böyle bakınca. şimdi evet az kitap var elimde ama hepsi benim. -sanırım bu bilgiyle bana kitap emanet etme ihtimalini sıfıra indirdim.- bazı kitapları sırf fikri için sevebiliyorum. ilhan berk'in şeyler kitabı'nı izlemiş miydin? okumuş muydun diye soramıyorum bu kitap için örneğin- tipografisine öldüğüm. yazarlara şairlere gidiş yolundan puan verebilmek şahane değil mi? hemen kürsünün arkasına alıyor okuru. evsizlik defterleri ile kurmaca alıştırmaları da böyle. sana yazarken şunu fark ettim ki türkçe metinler daha bir güzel benim için. çeviri denen illet ömrümü tükettiğinden olacak çeviriden okumak yerine -edebi metinleri hele- yazıldığı dilden okumak birinci tercihim. eh ingilizce düşünüp konuşabiliyorum ama ingilizce hislerin, metaforların peşine düşüp koşturmam çok nadirdir. halbuki insan şiirde ne arar? ben yani ne ararım? peşinde koşarken kan ter içinde kalmayı, dizlerimi kanatmayı. cevabım bu. oturayım 0. edip cansever demiş miydim? o da var. enis akın hemen solunda. sağında da konuk var biraz eğreti oturmuş. az rahat ol diyorum yok şu çayı içip kalkayım tedirginliğinde. terbiyeli adam öyle görmüş. benim dağınık zihnimde rahat edemiyür tabi. bir de kendim kitap yapıyorum. yazmıyorum ama yapıyorum. alıyorum sevdiğim bir adamı (insanoğlu anlamında kullanıldı- sırrı abi'ye sevgiler) en sevdiğim şiirlerini seçiyorum, onları kendimce diziyorum basıyorum. bazen ataçlı bazen kurdeleli kapaklar yapıyorum kapak fotoğrafı seçmek bir zevk -denemiş miydin? bazen de ismini kendim koyduğum seçkiler yapıyorum o zaman bir sürü adamdan alıyorum. (...)
yemek sevmem. meze severim. evi severim. kokular bir de. bir de çiçekler. of bodrum emeklisi gibiyim. değilim.
sevdiğin iki şarkı söylersen hem karakter analizini yapıp hem burcunu bilip hem müzik önerebilirim. süper bişiyim. iyh canım benim -maşallah.
artık beni tanıyorsun. yukarıda yazdıklarım dışında hiçbir şeyim. merhaba ben gamze, sahurda sana mektup yazdım.

(...)
~*~
mektup büyük harf küçük harf duyarlı değildir, hiç olamamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder