9 Kasım 2011 Çarşamba

excuse me but fuck you

kahkahas superficiale şarkısı. bu şarkıda tarzının dışına çıkmış çok soft, çok şeker bir olmaklığa sahip olmuş. bunu seçmiş o da naçizane. ıyh canlarım benim, muniiiiis, şeker.
konserde hepimize tek tek sordular ''ne düşünüyorsunuz?'' diye. dedim ki 'sizin olmaklığınız size benimki bana.' demedim ki ''ay cicişler sizin nasıl olmaklığınız olur sadece benim olabilir!''  'olmaklığı bedava mı dağıtıyolar lan ben çalıştım da oldum' falan demedim hiç tabi ki. içimden geçti ama, vollo nö yolon söyliym benim de geçiyor içimden ama duruyorum. içimden hiyerarşideki basamağıma uymayan cümleler geçtiğinde hemen duruyorum. durmak bir fiil. sizin için de bir yer belirlenmiş, sizin yeriniz size benimki bana ama siz niye durmuyorsunuz? beni kırıyorsunuz.
neyse şunu diyecektim ben: şarkı iyi şarkı güzel. aşağı yukarı şöyle bir şeyler diyor;

ay rica etsem bi siktirip gider misiniz? ahaha ya bi şarkı bunu der mi? ay diyor ya şarkıda ne kadar bizden ne kadar içten bakar mısınız? hiç öyle olmaklığı falan olmadan, olmaklıksız, ay diyor, bi diyor, siktirip gidin artık diyor. o kadar dinledim bi gitme isteği de geldi sahi. içten çocuklar ya. siz de dinleyin, kendinize anlamlar bulun. bi fincan uzatma mesafesinde olsanız hemen uzatırım hiç çekinmem ama işte basamaklar falan. önce kendinizi biraz daha kendi üstünüzden gerçekleştirmeniz, oldurmanız gerekecek.

ay yanlarım ağrıdı. ay dedim ben de işte tamam, lütfen yanlarıma daha fazla vurmayın, huylanıyorum.

8 Kasım 2011 Salı

selamlar o.o.o.,
kulaklarım halen kırmızı.
nabzım fazla düşüktü evet bir terslik olduğunu anladığım için ölçmüştüm zaten. tabi ki hep öyle değil. -tıp okuduğunu fark ettim yeni, ne iyi- dün iyi değildim ben de uyudum.
sıkıntı aslında çok nadir bir durum bende. sadece bu aralar böyle. hep yapacak bir şeylerim vardı ve hep zamanım azdı.
kelimelerim için söylediklerin mutlu etti. çok özenli değilim gibi. gelişine yazıyorum.
ne okuruma artık bir yanıt veremiyorum. fictionda türkleri okumayı seviyorum ama. uzun zamandır roman okumadığımı da eklemeliyim.
öykü de sevmem pek. en son bazuka'yı okudum ama iyiydi o. yani yine yeni yazarlar. mis gibiler.
çok şiir en çok şiir. şiir okunacak yaşlarda hiç sevmezdim bir de :)
beynimin bulanmadığı zamanlar fuko, derridasevmelerim oluyor.
rakı seviyorum genelde ailemle içiyorum onu. arkadaşlarımla da nadiren. sokakta hep vodka.
sanal alemle ilgili yorumum çok sevdiğim bir arkadaşımınki olacak ''gerçek dünya ne amk?'' teselli mi bilmiyorum. 2005'ten beri sanırım, yazıyorum işte. mecburen yalnızım. buna romantik bir anlam da katmıyorum. :)) şopi tipi bir mecburiyet.
devrime inanıyordum ve inanıyorum. sadece artık beklemiyorum. biraz küstüm.
büyük işler başarmadan yaşanır. belki sadece öyle.
bu bir mektup oldu. yanıtlanmalı. konuşmak istediklerinse bunlar, kendi yanıtlarını da yazsan ya?

p.s. hem ben aslında çok neşeliyim. -dir.-di. hatta lüzumsuz neşeli. sadece bu ara biraz böyle. geçmesini umuyorum. geçmesini bekliyorum. geçer.

g.