15 Şubat 2011 Salı

ne olmadığının tanımı.

- analog fotoğraf dijital makina ile çekilmiş ve şop marifetiyle eskitilmiş fotoğraf değildir.
- popart, fotoğraflarınızı dört farklı renkle renklendirip kolajlamanız değildir.
- kandil herkesin kutlamak zorunda olduğu bir gün olmadığı gibi
- sevgili de konuşurken sızan kişi değildir.
- Minimalizm, ying yang desenli halı değildir.
- Yaratıcılık, kemeri saça takmak değildir.

teşekkür ederim.

9 Şubat 2011 Çarşamba

NASIL BİRİYİM?

yeni hızmama alışmak için bütün gün ayna karşısında oturabilen biriyim.
Londra emlakçılarının web sitelerinde saatlerce kiralık ev arayan biriyim. Bi yere gideceğim de yok.
Işıksız kaldığımda yeni bir ampul yerine masa lambası alan biriyim.
teşekkürler.

8 Şubat 2011 Salı

perileri şer incisi.

Bazı günleri hiç olmadıkları gibi hatırlatma perisi uğramış bana bebekken. Yalan yanlış uymuyorsa değiştir perisiyle günlere giderlermiş. Yan komşuda toplandıkları bir gün buklem dikkatini çekmiş. Yoksa hiç böyle huylarım olmayacaktı. Çok mutlu olmayacaktım.

-yerli yersiz Muleta-

langırt topu pat küt rakip çocuğun adamına çarpıyor, birileri sürekli fırfır yapıyor, kimin olduğunu şaşmış üstündeki tüm mülkiyetleri reddetmiş biranın buğusu su oluyor küçük şairin kağıtlarını hamur ediyor, bir de çiçek var masada ilk bana mı gelmişti neydi sokaktan- ben başkasına başkası öbürüne derken nerdedir o çiçek şimdi? güzel bir çantadan bir kitap çıkıyor incecik: ''bak bu yeni güzel bir adam hediye etti bana''. mavi bir solips. hayır yeşil. yahu zaten yeşil mavinin tonu değil mi? biz japon değiliz. tamam tamam mavi bir kemal durmaz. şelaleler damıtan birahi nasıl olduysa şimdi benim önümde. diğer elimde kitap. yanımdaki çocuk bekleyemiyor. ille sevdiği sayfaya gelmeliyim. önce ''bak ne yazdık sana: o yazdı. o gönderdi. ben okudum. yanımda hep. parmağımı üzerinde gezdirdim.'' dizelerini okumamı istiyor. -hayır şairin sırasını bozamam bekle! birbirimizden en az iki kere gittiğimiz yanımdaki çocukla benim okurken gülümseyebileceğimiz diğerlerinin ağlayabileceği dizelere geliyorum sonra. terk edişlerde günleri resetleyinlerin şiirleri bunlar. bir şakağımdan diğerine dek gülümsüyorum. gözlerim hızlı hızlı dizelerarası gidip geliyor. bu kitap eve giderken benim çantamda olacak. mavi. çöpe at diyecek bana yeni bir birinci günde. yeni bir küçük şaire hediye edeceğim. pas. sonra içerleyecek umursamamış gibi yapacak. 40 şiir ve bir başka bir kadına gittiğinde aldığım tavrın çelik aynası. küçük çünkü. özel kilitleri ve çelik aynaları var. arkada çalan şarkı değişiyor. sigara yasağı yeni gelmiş. camların önünde dikiliyoruz. birileri street fighterı ciyuvlatıyor. bir şiirden aşk artıyor ve hiç. iki şeyden bahsediyor. susuyoruz. daracık yollara giriyoruz. kediler seviyorum. ölümüne sarhoşuz. henüz çok gündüz. merdivenlere hikayeler uyduruyor gülümsüyorum. gerçekten öyle olmuş olmamış ne fark eder? hikayesiyle onu o merdivenlerde fotoğraflıyorum. topuklarım birbirine dolaştıkça durup sarılıp sol şakağımda başlayıp sağ şakağında biten gülümsemeyi fotoğraflıyoruz. terimiz skol ama ne fark eder? makinadan kayıyor parmaklarım. bugün sadece alkol alacağım. yolda kötü şarkılar dinleyen çocuklardan bahsediyor muyduk neydik başkalarının mahallesine gelmişiz. zile basıp kaçacak takatimiz yok küçük de olsak yorgun çocuklarız. aramızdaki yola alışmışız dönemiyoruz. işte tam da o cümleden mahdumunuz. bir apartmanın merdivenlerine oturuyoruz sonra. kardeşlerimiz büyüyor diyoruz mutlu oluyoruz birkaç seneye yaşıtız ne güzel. ''neden döndün ona neden acıyorsun halen?'' diyor durup dururken. ''sen bensin antolojimizden kan sızar'' diyorum içimden. dışımdan çok bilinçli: öyle gerekiyordu. bir kedi geliyor kucağıma. olimpiyatları temsil eden kediler oluyoruz o merdivende içiçe üç renk. teyzeler gülümseyerek geçiyor. evet kesin başkasının mahallesindeyiz! ''niye döndün ki ona?'' sallana sallana yürüyoruz yine. ben onunla sarhoşken kameram hep balıkgözü. lomololografi. don't la la me! bir yerlerden geçip bir yerlere yürüyoruz. sonra yine aynı masa. aynı pat küt. aynı birahi. yıkamadan tazele- aferin. kırmızı rujumu yemeyen kalmasın. sonra otobüsteyim. otobüs kendi gidiyor esprisini bir kere daha bu kez kendime yapıyorum. kızılkayalar'a uğramışım aferin. e ama çantamda solips yok. çiçeğim de yok off.