26 Ekim 2010 Salı

Kararlar alınııııııır , kararcıııııı, renkli güzel naylonlarım vaaaar!

Ya da fake plastic trees.

''Bişi yazarken bunu dinle.'' The Art od Soft Landing ''Tamam.'' dedim. ''Biliyor musun öyküleri hiç sevmem dedim ya; yazdığım tek öykünün adı Antimatter'dı.'' diyemedim. Çünkü o yazıyordu ve gidiyordu. Yola çıkanın eteğinden tutulmaz. Yazmak her seferinde menzili, kalibresi değişen bir yolculuktur. O yola çıktığımda kolumdan paçamdan çekiştireni silkelerim ben. O ben ya... Savurup atsın istemedim beni. Üstümün başımın toprağını kimin üzerine silkelerim sonra dedim. O ''kim''e üzülürüm hep biri bana acı verdiğinde. Sabrımın ölçüsünü o ''kim'' belirler.

Pe ki be nim ya za ma ma so ru nu ma ne ya pa ca ğız?

''Yarın görüşürüz.''

dedi. ''Hayır görüşmeyeceğiz'' diyemedim. Hiçbir şey diyemedim. O da zaten çok beklemedi. Şimdi tıkırdatırken buraya dalımı, yaprağımı, çiçeğimi, patilerimi dolduruyorum valizlere. Bi ağaç ev var da bizim, terki zor. İstiyorum ki toparlanırken ben gelsin de ''o benim dalım'' desin elimdekini çekiştirip sonra sevişelim ya da uyuyalım. Ağır ağır katlıyorum ördekleri, cümleleri, akvaryumu - ki yetişebilsin! Evin merdiveni yok. Atlarsam birkaç kırıkla atlatmayı umucam ama geri tırmanmamı engelleyen koca bir sakatlığım olacak.

''Bir ömürlük adrenalini tek gecede yaktık. ''

Kız kucağında kediler,çiçekler, ördekler, yapraklar ve balıklarla ağaçtan atlar.
Patisi olanlar valizden çıkıp hoplaya zıplaya etrafa yayılırken kamera kızın gözüne toz gibi kaçar.

Kestik.

Thisisaweepingsongbutiwon'tbeweepinglong.